Herkese yeniden merhaba! Bugün sizlerle her gün içinde olduğumuz
fakat prestij ve algoritmik bakımından teknik unsurlarını
pek merak etmediğimiz ama hemen her kesim tarafından ilgi çekici bir olayı
konuşacağım. Spor dünyasının dijital dünyada ve özellikle sosyal mecradaki
yerlerini ve özellikle futbol takımlarının bu durumdan nasıl etkilendiklerini
konuşacağız kısaca.
Dijital bakımdan kendimde pek sıcak bakmıyorum teknolojinin sporun içine
girmesine. Ama sosyal medyayı tamamen ayrı tutuyorum tabiki. Sosyal medya
konusuna zaten geniş bir yer ayıracağım. Dijital olarak Basınca duyarlı çıkış
takozları, Çift lensli kameralar, Ultra HD yayın, Sensörlü çoraplar ve Kuantum
saatler kullanılmaya başlandı ilk kez Londra Olimpiyatlarında. Bunlar hakem
hatalarını azaltmak ve rekabeti eşit seviyede tutabilmek için yapılan
yenilikler. Peki seyircinin bakış açısı nasıl? Bence sorun burada başlıyor. Her
ne kadar hakem yanlış karar verdiğinde seyirci orantısız da olsa tepki
veriyorsa da bence seyirci hakem hatalarını konuşmaktan zevk alıyor. Zaten maç
bittikten sonra maç hakkında konuşmuyorsak ne gereği var ki müsabaka seyretmenin.
Mesela Diego Armando Maradona, Arjantinli
efsane futbolcu. O el, Tanrı'nın eliydi. (1986 Dünya Kupası'nda
İngiltere'ye elle attığı gol sonrası). Bu
olay hala konuşulmuyor mu? Gülmüyor muyuz? Elbette ki takımlar ve sporcular
teknik ve fiziksel anlamda kendilerini geliştirmek zorundalar ve bu olay
günümüzde teknoloji kullanılmazsa pek olacak bir durum değil. Ama dediğim gibi
müsabakanın içine girmezse herkesin daha mutlu olacağını düşünüyorum. Özellikle
futbolun.
Sosyal medyayı kullanmayanımız yok herhalde. Sosyal medyada bazen 1
dakikada milyonlara ulaşılabiliyor. Peki dünya artık yeni bir sosyal mecraya
taşınırken futbol kulüpleri yerlerinde saymayacaklar tabi ki de. Şuan her
futbol kulübünün sosyal medya işlerini yapan danışmanları var. Çünkü artık
mesele prestij meselesi. Sosyal medyada birlik olabilip maçlara, futbolcu
karşılamaya gidiliyor. Bunun en bariz örneği yargıtayın, şike davasında aldığı
cezaları onadığı Aziz Yıldırım’ın İstanbul'a gelişidir.Sabiha Gökçen Havalimanı
Genel Havacılık Terminali'nde, kulübün yönetim kurulu üyeleri, futbolcular,
amatör şubelerin kaptanları ve sporcuları, kulüp yetkilileri ile çok sayıda
Fenerbahçeli taraftar karşıladı. Çok sayıda taraftarın oraya toplanmasına sebep
olacak çağrıların hemen hepsi sosyal medya üzerinden futbolcular ve kulüp
tarafından yapıldı. Sonuç; saat 21.15 te Sabiha Gökçen’de iğne atsanız yere
düşmezdi.
Şimdi teknik anlamda ve verilerle konuşalım. Türkiye ‘de sosyal mecrada
lider olarak Galatasaray’dan bahsedebiliriz. Galatasaray yaklaşık 3,5
milyon takipçisiyle Twitter'da ilk sırada yer alan takım olurken ezeli
rakibi Fenerbahçe 2.7 milyonla sarı kırmızılıları takip
etti Retweet sayılarında da Galatasaray ilk sırayı kimseye kaptırmadı.Sarı
kırmızılıların "Soyunma odasından mesaj var" tweeti 50 bin 203 RT
alırken, Fenerbahçe'nin "Fenerbahçemiz 1999 yılından bu yana Şükrü
Saraçoğlu'nda Galatasaray'a karşı mağlubiyet yaşamadı" tweeti ise 21 bin
355 RT aldı. Sarı-kırmızılılar ayrıca, dünyada Twitter üzerinden en fazla takip
edilen kulüpler arasında Barcelona ve Real Madrid’in ardından 3. sırada kendine
yer buldu.
Yapılan araştırma ile gençlerin sosyal medyayı çeşitli açılardan politik,
toplumsal bir platform olarak gördüğü gözlemlendi. Araştırmaya katılan
gençlerin yüzde 56'sı "sosyal medyanın kitleleri harekete geçirme gücü
olduğu" nu düşünüyor. Sosyal medyanın bir medya kanalı olmasına ilişkin
irdelenen "sosyal medyanın geleneksel medyanın alternatifi olduğu" ve
"ana akım medyada yer verilmeyen haberlere ulaşmayı sağladığı"
ifadelerine ise gençlerin yarısından fazlası katılıyor. .Gençlerin yüzde 76’sı
takip edecekleri kişileri profilini inceleyerek karar veriyor. Gençler sadece
kendileriyle benzer düşüncelere sahip olan kişileri değil, farklı düşüncelere
sahip olanları da takip ediyor. Yaş ilerledikçe takip edeceği kişinin arkadaşı
olması kriteri daha da önem kazanıyor. Takip edilecek kişinin ünlü olması
kararda etkili olan unsurlardan birisi. Bu kriter 15-24 yaş grubundaki
gençlerin ve öğrencilerin yarısı üzerinde etkili. Yani genelde gençler sosyal
medyada etkili. Bugünün gençleri yarının yetişkin yöneten bireyleri ve sosyal
medya gerçekten artık spor dünyası için özel bir güç. Şimdiden bu konuda gerçek
profesyonel kadrosunu yetiştirenler bu gücü kullanmada en önde olacaklardır.
Saygılarımla..
EKREM YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder